28 Ekim 2020 Çarşamba

Kırık Kalpler Tamircisi / Melissa Senate

Kırık Kalpler Tamircisi

Kırık Kalpler Tamircisi’nden…

Rebecca babasının zihnindeki boşluğu doldurmayı umarak neden bahsettiğini anlamaya çalıştı. Belki de annesi bir bebek düşürmüştü ve bu gerçeği Rebecca’dan saklamışlardı.

“Bunu bilmeni hiç istemedim Rebecca,” dedi babası sesi çatallanırken. “Annen de hiç bilmedi.”

Rebecca omuzlan giderek daha da kaskatı kesilirken. Yok artık, diye düşündü. Neden bahsediyordu babası böyle? “Baba, ne bebeği?”

“Adını Joy koymuştu.”

"Kim? ” diye sordu Rebecca.

Babasının yanaklarından gözyaşları süzülmeye başladı.

Sonraki yarım saat içinde Rebecca babasının gözyaşları ve af dileyen cümleleri arasında Joy Jayhawk adında bir bebeğin hikâyesini öğrenmişti. Babası ailecek tatile gittikleri Maine, Wiscasset’ta bir yaz kaçamağı yaşamış, Pia Jayhawk adında ressam bir kadınla birlikte olmuştu.

Rebecca’nın üvey bir kız kardeşi vardı. Yirmi altı yaşında üvey bir kardeş.

Bu akla hiç uygun değildi. O ufak tefek, mükemmel babasının, bugüne kadar tanıdığı en nazik insanın yıllardır gizlediği başka bir hayatı mı vardı?

Daniel, “Benden nefret etme, BeckIes,” diye fısıldadı. “Lütfen, benden nefret etme. Omzumdaki bu yükle gidemezdim. Sana söylemem gerekliydi. Hiçbir şey demeden çekip gidemezdim.”

BeckIes... Babası bu ismi Rebecca’ya onun bir gün eve gelip, neden birinci sınıfların en popüler kızı Claudia gibi çilleri olmadığından dert yandığı gün takmıştı. Ve babası Rebecca’ya bu ismi takarken Maine’de bir yerlerde dört yaşında ufak bir kız çocuğu annesine mütemadiyen babasının nerede olduğunu soruyordu.

Rebecca, “Benim üvey bir kız kardeşim var,” diyerek duyduklarını tekrarladı. “Buna inanamıyorum.” Ayaklanıp odada dolanmaya başladı. Pencereden dışarı bakıp, gözlerini uzayıp giden nehrin gri sularına dikti. Bir an içinin öfkeyle kabardığını hissettiyse de, babasının güçlükle alabildiği nefesi duyduğunda öfkesi yerini yeniden acı ve kedere bırakmıştı.

Daniel ciğerlerine derin bir nefes daha çekti. Sonra bir tane daha... Sonra da onlar New York’a döndüklerinde Pia Jayhawk’dan gelen telefonlardan bahsetti. Pia iki kez aramıştı. İlkinde Daniel’a hamile olduğunu söylemiş, İkincisinde de bebeğin doğduğunu haber vermişti. iki kilo yedi yüz gram ağırlığında bir kız bebek getirmişti dünyaya. Adını Joy koymuştu.

Daniel gözlerini tavanın köşelerinde gezdirirken, “Bana hamile olduğunu söylediğinde, hiçbir şey diyemedim. Ağzımdan lanet olası tek bir kelime bile çıkmadı,” dedi. “Bana ‘Daniel, orada mısın?’ dediğinde dahi ses çıkaramadım. Orada öylece durdum, nefes bile almadan, kılımı kıpırdatmadan. Sonra yine ‘Daniel?’ diye seslendi. En 

indir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder