7 Mart 2022 Pazartesi

Dava / Franz Kafka

 

DavaDava

Dava’dan…

Ona hiçbir şey söylememeniz konusunda sizi içtenlikle uyarmak isterim, tamamen yanılıyorsunuz, genç bayanı çok iyi tanırım, söylediklerinizin hiçbirisi doğru değil. Ama belki de fazla ileri gidiyorum, sizi engellemek istemem, Bayan Bürstner’e istediğinizi söyleyebilirsiniz. İyi geceler.” “Bay K.,” dedi Bayan Grubach rica yollu ve K.’nın ardından, onun açmış olduğu oda kapısına kadar koştu, “elbet genç bayanla hemen konuşacak değilim, bunu yapmazdan önce daha bir süre davranışlarını izleyeceğim, bildiklerimi yalnızca size açtım. Pansiyonun adının temiz kalması önünde sonunda her kiracının yararınadır ve ben de bundan başka bir şey düşünüyor değilim.” “Adının temiz kalması, öyle mi!” diye seslendi K. kapının aralığından. “Pansiyonun adını korumak istiyorsanız eğer, önce beni çıkarmalısınız.” Sonra kapıyı kapattı, kapının hafifçe vurulmasına da artık aldırmadı.

Canı henüz yatmayı istemediğinden, daha uyanık kalmaya ve bu fırsattan yararlanarak Bayan Bürstner’in ne zaman döneceğine dikkat etmeye karar verdi. Belki o zaman, ne denli uygunsuz kaçarsa kaçsın, onunla biraz konuşabilme olanağını da bulurdu. Pencereye oturup yorgun gözlerini kapattığında, bir an Bayan Grubach’ı cezalandırmayı ve Bayan Bürstner’i kendisiyle birlikte pansiyondan ayrılmaya razı etmeyi bile düşündü. Fakat hemen sonra bunu aşırı abartılı buldu ve aslında sabah olup bitenlerden ötürü ev değiştirmek istediği kuşkusuna bile kapıldı. Bundan daha anlamsız, amaçsız ve aşağılayıcı bir davranış düşünülemezdi.

Boş caddeye bakmaktan bıkınca, eve giren herkesi kanepeden görebilmek için hole açılan kapıyı biraz araladı ve kanepeye uzandı. Saat yaklaşık on bire kadar puro içerek öylece kaldı. Ama ondan sonra artık yatmaya dayanamadı ve sanki böylece Bayan Bürstner’in daha çabuk dönmesini sağlayabilirmiş gibi biraz hole çıktı. Kızı görmeyi özellikle istediği yoktu, dahası görünüşünü bile tam olarak anımsayamıyordu, ama şimdi onunla konuşmak istiyordu ve Bayan Bürstner’in gecikerek günün sonuna da tedirginlik ve düzensizlik getirmesi sinirine dokunmaktaydı. Akşam yemek yememiş ve Elsa’ya yapmayı tasarladığı ziyaretten de vazgeçmiş olmasının sorumlusu da Bayan Bürstner’di. Elsa’nın çalıştığı içkievine giderek yapamadığı iki işi de yapabilirdi. Oraya daha sonra, Bayan Bürstner’le konuşmasının ardından gitmek istiyordu.

Merdivenlerden birinin geldiği duyulduğunda saat on bir buçuğu geçmişti. Düşüncelere dalmış olarak sanki kendi odasındaymışçasına holde dolanıp duran K., kendi kapısının arkasına kaçtı. Gelen, Bayan Bürstner’di. Kız kapıyı arkasından kapatırken ürpererek ipek bir şalı zayıf omuzlarına sardı. Bir an sonra odasına gidecekti; K.’nın gece yarısı o odaya girmesi elbet söz konusu olamazdı; o nedenle Bayan Bürstner’le şimdi konuşmak zorundaydı, ama ne yazık ki kendi odasındaki ışığı yakmayı unutmuştu; bu durumda karanlık odadan dışarı çıkması bir saldırı görünümü yaratacaktı ve en azından çok korkutucu olacaktı.

Çaresizliğinden ve artık yitirecek zamanı da kalmamış olduğundan, kapının aralığından fısıldadı: “Bayan Bürstner!” Bu bir sesleniş değil, bir yakarma gibi çıkmıştı. Bayan Bürstner, “Orada biri mi var?” diye sordu ve iri iri açılmış gözlerle çevresine bakındı. K., “Benim,” dedi ve ortaya çıktı. “Ah, siz miydiniz Bay K.!” dedi Bayan Bürstner gülümseyerek. “İyi akşamlar,” ve K.’ya elini uzattı. “Sizinle biraz konuşmak istiyordum. Bunu şimdi yapmama izin verir misiniz?” “Şimdi mi?” diye sordu Bayan Bürstner. “Şimdi olması şart mı? Biraz tuhaf kaçmaz mı sizce?” “Saat dokuzdan beri sizi bekliyorum.”

“Evet ama, ben tiyatrodaydım, beni beklediğinizi de bilmiyordum.” “Sizinle konuşmamı gerektiren neden bugün ortaya çıktı.” “Demek öyle, aslında bir itirazım yok, sadece yorgunluktan yere yığılmak üzereyim. O halde birkaç dakika odama gelin. Çünkü burada konuşmamız kesinlikle olanaksız, herkesi uyandırırız ve bence bu, onlardan çok bizim için nahoş olur. Ben odamın ışığını yakana kadar burada bekleyin, sonra buranın ışığını kapatın...

LİNK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder