8 Mart 2022 Salı

A’mâk-ı Hayal / Filibeli Ahmed Hilmi

 

A'mâk-ı HayalA’mâk-ı Hayal

A’mâk-ı Hayal’den…

Bu adamın ciddiyeti ile kıyafeti arasındaki zıtlık beni şaşırtmıştı. Tekrar söze başlayarak:

– İsminiz nedir? dedi.

– Ahmet Raci.

– Ahmet Raci mi? (Gülerek). İnsanlığın ismini almışsın, nurum. İnsanoğlu o kadar güçsüz, zayıf ve muhtaçtır ki hayatını rica ile devam ettirir. Raci demek insan demektir.

Bu dervişçe sözler üzerine bir kat daha şaşırdım. Ben de sordum:

– Sizin isminiz nedir?

– Benim adım çoktur. Her yerde bir isim ve sıfatla anılırım. Üzerimdeki aynalardan dolayı burada (Aynalı Dede) adı ile anılırım. Ama sen istersen (dem Baba) de.

Biraz düşündükten sonra ortaya çıkan isteğimi durduramayarak dedim ki:

– Azizim, erdem sahiplerinden olduğunuz açıkça belli oluyor. Böyle iken erdeminizi bu garip kıyafet altında gizlemenizin sebebini anlayamıyorum.

– Oysaki bu pek basittir. (Kahveyi pişirerek fincanımı doldurduktan sonra) Herkes süse meraklıdır. Herkes fazla para harcayarak çeşit çeşit elbiseler yaptırıyor. Ben de bu çeşit elbiseden zevk duyarım.

Bu cevap hem akla yatkın, hem değildi. Düşündükten sonra, kendimce bunu doğru bulmadım. Kendisine fikrimi söyledim. Cevap verdi:

– Bu davamı mantıklı bulmuyorsunuz. Bu ise doğru değildir. Elli yaşında bir adamın on beş bazen yirmi kuruşa alıp boynuna taktığı ve ismine boyunbağı dediği bir yuları makul gördüğünüz halde kulağıma taktığım ayna parçaları neden mantıklı olmasın. Kabul edelim ki her ikisi de insanlığın bilgisizliğine, deliliğine kanıt oluştursun, bu şekilde bile benim deliliğim daha parlak ve mantığa daha uygundur.

Birdenbire aklıma parlak bir fikir geldi. Mecnun kıyafetine girmiş bir filozof olma olasılığı bulunan Aynalı Dede ile ciddi konular hakkında görüşmek istedim ve dedim ki:

– Sultanım, sen viranede terk edilmiş bir hazinesin. Ben ise felsefeye susamış bir çaresizim. Lütfen faydalanmama izin verir misin, ver elini öpeyim.

– El öpmek niçin? İstersen konuşalım. Yalnız sözden ne çıkar! Kim bilir şimdiye kadar kaç hayvan yükü kitap okudun. Ne anladın? Hiç, değil mi? İnsanların bilgisi nedir? Bencillik ve zevklerinin ihtiyacı olan sanatlara ait şeylerdir. Ancak hak ve gerçekle ilişkili ne bilirler? Hiç! Akla ait denklem ile hakkı açıklamak mümkündür. Fakat bilmek, anlamak mümkün mü? Ne konuşalım? Harf dizisi ile felsefenin esası bilinir mi?

Bu halde tuhaf bir durum hissediyordum. Koca bir medeniyetin, yedi bin senelik insanlığın çalışma ürünü olan bilgiyi küçük gören bu garip kıyafetli mecnunun sözlerindeki büyüklük, bana fazlasıyla bir küçüklük vermişti. Çok alçak gönüllü ve çok küçülmüştüm. Ağzımı açmaya cesaret edemeyerek gözlerimi, merhamet ve yardım dilercesine kendisine diktim. Gülerek dedi ki:

– Yorucu varsayımları bırakalım da biraz kendimizden geçelim, olmaz mı?

Aynalı Baba ile birer kahve daha içtik...

LİNK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder