2 Aralık 2021 Perşembe

Toplu Eserleri / H.P. Lovecraft

Toplu Eserleri

Toplu Eserleri

Toplu Eserleri’nden…

Danforth, acayip öyküler okumayı tutkuyla seven biriydi ve durmadan Poe’dan söz ederdi. Poe’nun tek uzun öyküsü olan tedirgin edici ve şaşırtıcı Arthur Gordon Pym’indeki Antarktika manzaraları nedeniyle söyledikleri benim de ilgimi çekmişti. Çıplak kıyıda ve daha gerideki yüksek buz bariyerinin üzerinde sayısız tuhaf görünüşlü penguen ciyak ciyak bağırarak yüzgeçlerini çırparken, çok sayıda şişman ayıbalığının suda yüzdüğü ya da yavaş yavaş sürüklenen kocaman buz kekleri üzerine sere serpe uzanmış olduğu görülüyordu.

Ayın 9’u sabahı, geceyarısını biraz geçe, küçük kayıklarla güç bela Ross Adası’na çıktık; varagele düzeneğiyle yüklerimizi boşaltmak üzere her gemiden kıyıya halatlar çektik. Bizden önceki Scott ve Shackleton Keşif Heyetleri de tam olarak bu noktada karaya çıkmış olmakla birlikte, Antarktika toprağındaki ilk adımlarımızdan edindiğimiz izlenimler çok kuvvetli ve karmaşıktı.

Volkanın eteklerindeki donmuş sahilde kurduğumuz kamp geçiciydi, karargâhımız Arkham adlı gemimizdi. Bütün delme cihazlarımızı, köpekleri, kızakları, çadırları, erzakı, benzin depolarını, buz eritme deney cihazını, yer ve hava fotoğraf makinelerini, uçak parçalarını ve kıta içerisinde gidebileceğimiz her yerden -uçaktakiler dışında- Arkham’daki büyük cihazla iletişim kurabilecek kapasitedeki taşınabilir üç küçük telsiz cihazı da dahil diğer bütün aksesuarı karaya çıkardık.

Geminin dış dünyayla iletişim kuran cihazı, basın raporlarını Arkham Aduertiser’ın Kingsport Head, Massachusetts’deki güçlü telsiz istasyonuna yollayacaktı, işimizi bir kutup yazında tamamlamayı umuyorduk, ama bunun olanaksızlığı ortaya çıkarsa, gelecek yazın erzağını getirmek üzere Miskatonic’i sular donmadan kuzeye gönderecek, kışı Arkham’da geçirecektik.

Gazetelerin zaten yazmış bulunduğu ilk işlerimizden; Erebus Dağı’na tırmanışımızdan; Ross Adası’nın birçok yerinde yaptığımız başarılı sondajlardan, Pabodie’nin cihazının en sert kaya katmanlarını bile olağanüstü bir hızla delmiş olduğundan; küçük buz eritme cihazını denemek amacıyla kullanışımızdan; kızaklar ve erzakımızla büyük bariyere yaptığımız tehlikeli tırmanıştan ve bariyerin üstündeki kampta beş uçağımızı monte edişimizden söz etmemin gereği yok. Kara ekibimizin -yirmi insan ve 55 Alaska kızak köpeği- sağlığı mükemmel durumdaydı, ama elbette ki, o ana kadar gerçekten öldürücü soğuklarla ya da kasırgalarla da karşılaşmamıştık.

Hava sıcaklığı çoğu zaman sıfırın altında 4 ilâ 7 derece arasındaydı, NewEngland’da yaşadığımız kışlar nedeniyle bu soğuğa alışkındık. Buz bariyeri üzerindeki kampımız tam anlamıyla sürekli bir kamp değildi; benzin, erzak, dinamit ve diğer malzemeleri depolamak amacıyla kurmuştuk. Gerçek keşif malzemelerini taşımak için uçaklardan sadece dördünü kullanmamız yeterliydi; beşinci uçağı, keşif uçaklarını yitirmemiz halinde Arkham’dan bize ulaşılabilsin diye bir pilot ve gemi mürettebatından iki kişiyle beraber malzeme deposunda bırakmıştık.

Daha sonra, uçakları araç gereç taşımada kullanmadığımızda, bir ikisini bu depoyla Beardmore Buzulu’nun 600-700 mil güneyindeki yüksek bir yaylada kurulacak olan ikinci sürekli kamp arasında gidip gelmede kullanacaktık. Hemen hemen herkesin ağız birliğiyle anlattığı, yayladan aşağı doğru esen korkunç rüzgârlara rağmen, tasarruf yapmak ve daha verimli çalışabilmek amacıyla ara üsler kurmaktan vazgeçtik...

LİNK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder