2 Mart 2020 Pazartesi

Gölgelerin Şövalyesi / Roger Zelazny – Amber Yıllıkları #9

Gölgelerin Şövalyesi

Gölgelerin Şövalyesi’nden…

"Evet," diye fısıldayarak yanıt verdi.
“Şimdi git ve ateşleri söndür," diye emretti kadın. “Görevine başla."
Baş, tekrar batmaya başlarken onaylayarak sallanır gibi oldu. Bir süre sonra yalnızca pamuksu bir saç perçemi kalmıştı ve bir an sonra yer bunu da yuttu. Güç hattı yok oldu.
Boğazımı temizledim. Sesi duyunca Jasra kollarını indirip bana döndü. Hafifçe gülümsüyordu.
“Öldü mü, yaşıyor mu?" diye sordum ve ekledim, “Akademik merak."
"Aslında pek emin değilim," diye yanıt verdi. “Ama sanırım ikisinden de biraz. Hepimiz gibi."
"Kaynak’ın Gardiyanı," dedim. “İlginç bir varoluş şekli."
"Askılık olmaktan iyidir," diye yorum yaptı.
"Mutlaka öyledir."
“Herhalde, beni kurtardığın için sana minnet borçlu olduğumu düşünüyorsundur," dedi.
Omuzlarımı silktim.
“Gerçeği söylemek gerekirse, düşünecek başka şeylerim var," dedim.
“Düşmanlığın bitmesini istemiştin," dedi “ve ben de burayı geri istemiştim. Hâlâ Amber’e karşı hoş düşünceler içinde değilim, ama aramızda düşmanlık kalmadığını söylemeye hazırım."
“Bu bana yeter," dedim ona. “Ve seninle paylaşabileceğim küçük bir sadakat olayı var."
Bir süre beni kısık gözlerle süzdü, sonra gülümsedi.
"Luke için endişelenme," dedi.
"Ama endişelenmeliyim. O orospu çocuğu Dalt..."
Gülümsemeye devam etti.
"Bilmediğim bir şeyi mi biliyorsun?" diye sordum.
"Pek çok şeyi," diye yanıt verdi.
"Paylaşmak isteyebileceğin bir şey var mı?"
“Bilgi para eden bir şeydir," dedi. Yer hafifçe sarsılır, alev alev kule sallanırken, “Bilgi pazarlanabilen bir maldır," diye yorum yaptı.
“Ben oğluna yardım etmeyi öneriyorum ve sen bunu nasıl yapacağıma dair bilgiyi bana satmayı öneriyorsun, öyle mi?" diye sordum.
Kahkaha attı.
“Rinaldo’nun yardıma ihtiyacı olduğunu düşünseydim," dedi, “şu anda yanında olurdum. Sanırım, annelik erdemlerinden bile yoksun olduğumu düşünürken benden nefret etmek daha kolay."
"Hey, düşmanlığa son verdiğimizi sanıyordum," dedim.
“Bu birbirimizden nefret etmemizi içermiyor," diye yanıt verdi.
“Hadi ama hanımefendi! Beni her sene öldürmeye çalıştığın gerçeği dışında, sana karşı hiçbir garezim yok. Hoşlandığım ve saygı duyduğum birinin annesisin. Eğer başı dertteyse ona yardım etmek isterim ve seninle de iyi geçinmeyi tercih ederim."
Alevler üç metre düşer, titrer ve tekrar düşmeye devam ederken Mandor boğazını temizledi.
“Çabaların iştahını açmışsa bazı güzel mutfak büyülerim var."
Jasra neredeyse fettanca gülümsedi ve yemin edebilirim ki Mandor’a bakarak göz kırptı. Mandor o kabarık beyaz saçlarıyla çarpıcı bir görüntüye sahip olsa da, tam olarak yakışıklı denebileceğinden emin değilim. Kadınları nasıl o şekilde cezbedebildiğini hiç anlamayamadım. Üzerinde bununla ilgili büyü olup olmadığını görmek için kontrol ettim, ama yoktu. Tamamen farklı türden bir büyü olmalı.
“Güzel fikir," diye karşılık verdi kadın. “Ben ortamı hazırlarım, sen de geri kalanı halledersin."
Mandor eğildi; alevler yere kadar alçalıp orada söndü. Jasra bağırarak görünmez Gardiyan Sharu’ya başka bir emir verdi ve alevleri o şekilde tutmasını söyledi. Sonra döndü ve bizi aşağı inen merdivene götürdü,
“Daha medeni kıyılara giden bir yeraltı geçidi," diye açıkladı...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder