25 Kasım 2020 Çarşamba

SAS / Tokyo Rehineleri / Gerard De Villiers

Tokyo Rehineleri’nden…

Sekigun, çok sayıda eylem gerçekleştiren aşırı solcu teröristlerin oluşturduğu bir “Kızıl Ordu” idi.
Bıyıklı genç elçinin masasındaki tüm eşyayı yere attıktan sonra heybesini boşalttı. Yeşil yuvarlak el bombalan, plastik tahrip kalıpları, patlayıcılar, Uzi şarjörleri ve çok sayıda komando bıçağı vardı… Patlak gözlü kız sekretere yaklaştı ve Japonca sorular yağdırmaya başladı. Sekreter mırıldandı ve ağlamaya başladığı anda teröristin tokatı yanağında patladı.
Kız öylesine soğuk ifadeliydi ki, elçinin tüyleri diken diken oldu. Kadınlara duvarın karşısında düzgün bir sıra oluşturarak elleri başlarının üstünde oturmaları emredildi. Suç ortakları kapıyı hedef almış dururlarken, genç kız elinde tabancası heyecanla odayı arşınlıyordu. Sonunda pencereyi açtı ve perdeyi kapadı içeri buz gibi hava doldu.
Polis araçlarının sireni yaklaşıyordu. Hâlâ hayâları zonklayan elçi gözlerini yumdu ve geçirecekleri saatleri düşündü. Duruma bakılırsa pek tatlı anlar yaşamayacak gibiydiler.
Bir düzine kadar polis Okura’nın holüne girdi ve müşterileri iterek asansöre daldı.
Datsun marka zırhlı emniyet araçları peş peşe geliyordu. Polisler en lüks odaların bulunduğu on ikinci katta asansörden inerek dama çıktılar. Buradan elçiliğin antenlerle dolu çatısı rahatça görülüyordu. Ancak elçinin odasındaki perdeler kapalıydı. Vurucu tim soğuğa aldırış etmeden yere yüzükoyun uzandı ve beyaz binaya nişan aldı. Büyük Okura Oteli, sivil ve üniformalı polislerle kaynıyordu. Bu Tokyo’daki ilk rehin alma eylemiydi ve nasıl tepki göstermeleri gerektiğini bilmiyorlardı. Aşağıda, çelik yelekli polisler ve zırhlı araçlar iki katlı elçiliği kuşatıyorlardı. Yol trafiğe kapatılmıştı. Siren çala çala gelen ambulanstan inen sağlık görevlileri elçiliğin holüne girdiler.
Yirmi kadar polis merdiveni tutmuş birinci katı gözetliyorlar, olayın sarsıntısını henüz atlatamamış olan personelle iş takibine gelenleri sorguluyorlardı. Ancak ifadeler çok değişikti… Her şey öylesine çabuk olup bitmişti ki, teröristlerin kaç kişi olduğu bile anlaşılamamıştı. Deniz Piyade Erlerin cesetleri sedyelere konarak taşındı. Birinci kattan en ufak bir ses bile gelmiyordu.
Siyah büyük bir Datsun elçiliğin önünde durdu ve içinden Tokyo emniyet müdürü indi.
Adamın önüne hemen saldırganları gören Japon polisi getirdiler. Memur çabucak iki muhafızın nasıl öldürüldüğünü anlattı ve kızın eşkâlini verdi. Suç ortakları hakkında ise, kesin bir bilgi veremedi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder