1 Nisan 2022 Cuma

Bir Noel Şarkısı / Charles Dickens


Bir Noel ŞarkısıBir Noel Şarkısı

Bir Noel Şarkısı’ndan…

Görüşlerinde ısrar etmenin işe yaramayacağını açıkça gören adamlar yazıhaneden ayrıldılar. Kendine olan hayranlığı daha da artan Scrooge, her zamankinden daha alaycı bir ruh hali içinde işinin başına döndü.

Bu arada sis ve karanlık o kadar artmıştı ki ellerinde meşalelerle kimi insanlar, atların çektiği arabalara yol göstermek için koşturup durmaktaydı. Homurtulu eski çanının gotik bir pencereden gizlice Scrooge’u seyrettiği eski bir kilise kulesi görünmezleşti ve gerek saat başlarını gerekse çeyrekleri bulutların içinden, buz gibi soğuktan dişleri takırdıyormuşçasına titrek seslerle vurdu. Soğuk şiddetini artırdı. Anayolun köşesinde, işçiler gaz borularını onarıyorlardı. Bir varilin içinde kocaman bir ateş yakmışlar, giysileri perişan adamlar ve gençler etraflarına toplanmış, ellerini ovuşturup gözleri mutluluktan ışıldayarak ısınmaya çalışıyorlardı. Yalnızlığa terk edilmiş çeşmeden akan sular donup kalmış, tehlikeli buzdan saçaklara dönüşmüştü.

Çobanpüskülünden yapılma yeni yıl takları ve süsleri vitrinde parıldayan ışıklar altında yanıp sönüyor, o sırada önlerinden geçen solgun yüzleri de kırmızıya boyuyorlardı. Kasap ve manavların işleri öylesine muhteşem bir eğlenceye dönüşmüştü ki satış ve pazarlama işinin sıkıcılığıyla, bu tantanalı şölenin uzaktan yakından bir ilişkisi olabileceğine inanmak güçtü. Belediye başkanı, görkemli resmi ikametgâhının elli aşçısı ve hizmetkârına, Noel’in bir başkanın evine yaraşır bir şekilde karşılanması için emirler vermişti. Daha bir hafta önce sokaklarda sarhoş gezdiği için beş şilin ceza kestiği terzi bile, sıska karısı kucağında çocuğuyla et almaya çıkmışken tavan arasındaki evinde Noel tatlısını karıştırmaktaydı.

Sis artıyor, hava daha da soğuyordu. Delip geçen, ısıran, iliklere işleyen bir soğuktu bu. İyi yürekli Aziz Dunstan bile eğer o şeytan ruhlunun burnunu bildik silahlarla değil de bu soğukla kırmaya kalksaydı, kesinlikle ezip geçerdi onu. Bu sırada soğuğun, bir köpeğin önündeki kemikleri kemirmesi gibi küçük burnunu kemirip durduğu gençten biri, Scrooge’un anahtar deliğine doğru eğilip bir Noel şarkısı mırıldanmaya başladı. Daha “Tanrı seni korusun mutlu efendi, elem keder vermesin hiçbir şey...” dizelerini mırıldanmıştı ki; Scrooge cetveli öyle bir kaptı ki şarkıcı dehşet içinde kaçarak anahtar deliğini sise ve hatta daha cana yakın görünen soğuğa terk etti.

Sonunda yazıhaneyi kapatma vakti geldi. Scrooge taburesinden isteksizce kalktı ve bu gerçeği hücresinde umutla bekleyen kâtibe ciddiyetle itiraf etti. Kâtip anında mumunu söndürüp şapkasını giymişti.

“Yarın, bütün bir gün tatil yapmak istersiniz sanırım?” dedi Scrooge.

“Eğer sizin için de uygunsa efendim.”

“Hayır uygun değil,” dedi Scrooge. “Ve adil de değil! Bu durumda yevmiyenin yarısını kessem, kendini sömürülmüş hissedersin, değil mi?”

Kâtip belli belirsiz gülümsedi.

“Ama hiçbir şey yapmadığınız bütün bir günün hak edilmemiş ücretini ödediğimde ben sömürülmüş olmuyor muyum?” diye söylendi Scrooge.

Kâtip, bunun senede sadece bir gün olduğunu belirtti.

“Her 25 Aralık’ın adam soyma günü sayılması için hiç de iyi bir mazeret değil bu” dedi Scrooge, ceketinin düğmelerini çenesine kadar iliklerken. “Fakat sanırım sana tam gün izin vermem gerekiyor. Ertesi sabah erkenden burada olun!”

Kâtip erken geleceğine dair söz verdi ve Scrooge homurdana homurdana çıktı. Dükkân anında kapandı ve kâtip uzun uçları belinden iyice aşağıya sarkmış beyaz atkısıyla (çünkü bir pardesüye sahip olma bahtiyarlığına erişememişti) Cornhill’deki bir yokuştan, çocukların oluşturduğu bir sıranın kuyruğuna takılıp Noel’in hatırına yirmi kez buz tutmuş bir yoldan kaydıktan sonra Camden Town’daki evine, bir an önce körebe oynayabilmek için elinden geldiğince hızlı koştu...

LİNK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder