23 Şubat 2022 Çarşamba

Kehribardaki Yusufçuk / Diana Gabaldon

 

Kehribardaki YusufçukKehribardaki Yusufçuk

Kehribardaki Yusufçuk’tan…

Roger yüzünün kızardığını hissediyordu. Kadın bir kahkaha atıp elini uzattı. “Sen Roger’sın değil mi? Benim adım Claire Randall. Papaz Efendinin eski bir arkadaşıyım. Seni en son gördüğümde beş yaşındaydın.”

“Şey, babamın bir arkadaşı olduğunuzu mu söylüyorsunuz? O zaman olanları biliyorsunuz…”

Gülümseme kaybolmuş ve yerini pişmanlıkla bakan gözlere bırakmıştı.

“Evet, duyduğumda çok üzüldüm. Kalp, değil mi?”

“Evet. Çok ani oldu. Bu işlerle ilgilenmek için Oxford’dan anca gelebildim.”

Roger, Papaz Efendinin ölümünü, evini ve içindekileri kapsayan işleri anlatmak istercesine belli belirsiz bir el işareti yaptı.

“Babanın kütüphanesini hatırladığım kadarıyla, sen bu işi gelecek yılbaşına kadar anca halledersin,” dedi Claire.

“Seni bu durumdayken rahatsız etmemeliydik,” dedi yumuşak sesli biri.

“Ah, unuttum,” dedi Claire, verandanın köşesinde duran kızına dönerek. “Roger Wakefield, kızım Brianna.”

Brianna Randall öne doğru bir adım attı, yüzünde çekingen bir gülümseme vardı. Roger bir an öylece bakakalmıştı ama sonra ne yapması gerektiğini hatırladı. Bir adım geri çekilerek kapıyı iyice açtı. Bir an gömleğini en son ne zaman değiştirdiğini merak etti.

“Önemli değil, önemli değil!” dedi, samimiydi. “Ben de zaten ara vermek istiyordum. İçeri girmez misiniz?”

Roger bayanlara Papaz Efendinin aynı zamanda ilgi çekici sayılan çalışma odasına doğru giden holü gösterdi. Claire’in kızı Roger’ın yakından gördüğü en uzun kızlardan biriydi. 1.80 boylarında olmalı, diye düşünmüştü. Kız geçerken holün tepesinden başını görebilmişti. Roger onları takip ederken farkında olmadan doğruldu, böylece genç kızın boyunu geçebilmişti. Odaya geçen bayanları takip ederken başını çalışma odasında bulunan pervaza çarpmamak için son anda çabucak eğildi.

“Daha önceden gelmek istiyordum,” dedi Claire, koltuğa yerleşirken. Papazın çalışma odasının duvarlarından biri yere kadar camla kaplanmıştı ve güneş ışığı onun açık kahverengi saçlarının üzerine adeta bir inci gibi düşüyordu. Bukleler bu hapisten kurtulmaya çalışıyordu. Kadın konuşurken buklelerini kulağının arkasına koydu.

“Aslında geçen sene gelmeye niyetlenmiştim ama hastanede acil bir durum gerçekleşti, bu arada ben doktorum,” diye açıklama yaptı kadın. Roger’ın saklamaya engel olmadığı şaşkın bakışı dudaklarının biraz da olsa yukarı kıvrılmasına sebep olmuştu. “Ama maalesef gelemedik. Babanı yeniden görmeyi çok istiyordum.”

Roger papazın öldüğünü bildikleri halde niye geldiklerini merak ediyordu ama bunu sormak pek de kibar olmayacaktı. Bu yüzden sadece, “Manzarayı beğendiniz mi?” diye sormakla yetindi...

LİNK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder