30 Ekim 2020 Cuma

Arzu / Elfriede Jelinek

 Arzu

Arzu’dan…

Çocuk beslenme saatlerinin haricinde annesiyle pek fazla konuşmaz, oysa annesi hemen hemen günün her saati onu tıka basa doyurmaya çalışır. Anne çocuğunu dolaştırmak için ikna eder ve her saat başı için ücret vermeyi kabul eder, anne her ne olursa olsun iyi giyimli oğlunu dinlemek zorundadır. Çocuk, temel gıdası sayılabilecek televizyon gibi konuşmayı öğrenmiştir. İşte şimdi yine kaçıp gider, korkusuzdur; bugün kara kutunun içinde nelerin olup biteceğini ölesiye merak eder.

Köy adamları bazı akşamlar sekiz olmadan uykuya dalar, oysa müdürümüz kabiliyetli elleriyle son bir kez daha motoruna sanat doldurmayı ihmal etmez. Çimenlerin üstünde yatan çobanları kuvvetli bir sesle uyandıran kimdir? Ya da kalkar kalmaz kıyının diğer tarafına, yani zenginlerin yazlık evlerinin olduğu tarafa bakan yorgun fakirleri kim uyandırır? Nedir bu güçlü ses?

Ben buna A3 saati dendiğini düşünüyorum, sabah altıda bir pikaptan çıkan melodileri andıran ve günümüzü sabah saatlerinden itibaren yemeye başlayan çalışkan kemirgenlerin sesi.

Benzinliklerin Hitler odalarında yine alt alta üst üste bir şeyler olur, dondurma yer gibi hızlı. Buz o kadar çabuk erir ki ... Oysa kayaların dikleşmesi ne kadar da uzun bir zaman ister. Bu insanlar sonsuz tekrarlardan sadece ve sadece çoğalmaktadırlar. Bu aç köpek sürüsü cinsiyetlerini kullanır, doğal olarak. Aynca bu kişilerin camları da yoktur, böylece türdeşlerinin nasıl yaptıklarını izlemek zorunda kalmazlar. Bizim daha ne kadar çok hayvan olduğumuzu düşünebilirler ki, bundan daha da kötüsü olabilir mi? Ve biz bir de üstüne üstlük gelişim için endişe du-yanlardanızdır! Garip!

Toprağın üstünde huzurlu yollar vardır. Ailede daima bir kişi boşuna beklemiş ya da kendi avantajlarını sağlarken yenik düşmüş olur. Anneye büyük sorumlulukları yükleyen güven duygusudur, çocuk ise kurulanları her seferinde bir daha yerle bir eder. Yerliler, bu diyarların yerlileri yerli olmaktan çıkmışlardır, onlar sporcuların hayatları gerçek anlamda başladığında, yatmaya gidenlerdir.

Onlara ait olan gündüzlerdir ve geceler de. Anne çocuğunu oturduğu yerden kontrol eder, sakın çocuk olması gerektiğinden daha fazla huzurlu olmasın. Keman çocuğa pek uygun değildir. Satış kataloğu okunur ve bunu yapan bütün herkes bir başkasının karanlık bedenine kendisinin ufak ışığını yerleştirebildiği için çok sevinir. Müdür katalogdaki ilanlara bakar ve karısına kırmızı, delikli ve dantelli, gece karanlığında yıldızların deliklerden içeri süzülebileceği iç çamaşırı sipariş eder.

Gerçi adamın arzularını dindirebilmesi için sadece bir tanesi yetmez ama onu korkutan ve sahip olamadıklarından uzak tutan, hastalıklardır. Bu yüzden iğnesini sokup değişik balların lezzetini tadamaz. Günün birinde cinsel organının kendisinden ayrılıp gideceğini ya da en azından işlevselliğini yitireceğini, o günler yaklaştığında, tabii, tüm yaptıklarının meyvelerini talep edeceğini de biliyoruz; ama neyse: Biz eğlence istiyoruz! Biz onu parçalarına ayırmak istiyoruz! Göstergeler döşeğin üstünde karmaşık bir şekilde yer etmiştir ve tabii değişimlere yol göstermektedir.

indir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder