5 Mart 2020 Perşembe

İhsan Oktay Anar – Hayatı, Eserleri, Sanatı / Ahmet Koçakoğlu

İhsan Oktay Anar - Hayatı, Eserleri, Sanatı

İhsan Oktay Anar – Hayatı, Eserleri, Sanatı’ndan…

Postmodernist bir tavırla kaleme alınan romanlarda “kesin ve nesnel zaman ölçüleri yerine belirsiz ve öznel zaman anlayışı yaygındır.” Görüldüğü gibi postmodern tavırla4 yazılan romanlarda ardışık zaman anlayışı tamamen yadsınmış, bunun yerine göreceli, kendi sürecini romanın asıl süreci olarak gösterme tutumu benimsenmiştir.
Yansıtmacı roman her şeyden önce olayı/hikâyeyi, kahraman ve anlam/mesajı önceleyen bir tutum içerisindedir. Modernist romanda bu unsurlar birincil konumlarını yitirseler de eserin temel yapıtaşları olma hüviyetlerini korurlar. Modernist romanda önemli olan biçimdir. Elitist olan modernist yazar, eserin özgün olabilmesi için farklı kurgu, teknik, içerik arayışı içindedir. Çünkü o ‘mükemmeliyet’i arar.
Bu da modernizmin deneysel yönünü oluşturmuştur. Modernist sanattaki özgünlük kaygısı ve elitist tavrın tersine postmodern sanat anlayışı estetik ölçütlerini popülizm ve eklektizm üzerine kurmaktadır; çünkü postmodernistlere göre tüm söylemler tekrar ve taklitten 4 Hilmi Yavuz, roman teriminin postmodernist metinleri karşılayamayacağından ötürü postmodern roman ifadesinin doğru olmadığını, bunun yerine postmodern anlatı ifadesinin daha uygun olduğunu belirtmektedir.  Bu konuda araştırmacılar ortak bir tutum sergilememektedirler. Bir terim kargaşası oluşturmamak adına biz postmodernist çerçevede yazılmış olan, kimi yazarların postmodern roman ifadesini kullandıkları türe ‘postmodernist tavırla yazılmış/kaleme alınmış roman’ ifadesini kullanacağız.
Postmodernizme göre söylenmemiş söz, yazılmamış bir konu yoktur. Öyleyse yazılan veya söylenen her şey, öncekinin tekrarı durumundadır. Artık yeni bir şey söylenemeyeceğine göre sanatçıya eskiyi taklit etmek düşmektedir.
Güçlü bir kahraman etrafında gelişen olaylar çeşitli anlatım teknikleri ile okuyucuya gerçekçi ve mantıklı bir çerçeve içerisinde sunulur. Yazar, okuyucuyu eserdeki olayların gerçekliğine ikna etme çabasını taşırken bir taraftan da elden geldiği kadar kendi varlığını hissettirmemeye çabalar. Postmodernist tavırla yazılan romanda ise olayların kurmaca olduğu okuyucuya sık sık hatırlatır. Bu hatırlatmalar ya bizatihi yazarın araya girmesiyle, ya da bir figür aracılığıyla gerçekleştirilir. Dolayısı ile postmodern romanda yazar aktif bir figür olarak karşımıza çıkabilir. Postmodern metinlerde metin kişileri de farklı bir ontolojinin insanlarıdır; onların etten kemikten çok dilden oluştukları vurgulanır.
Yaşadığımız dünyada değil, kitap sayfalarında var olurlar. Postmodern edebiyatın öncüsü Beckett, onlara sözcükten adam anlamında ‘homo logos’ der. Postmodern söylemde kimlik bunalımı yaşayan ya da kimliksizleşmiş dünya içerisinde duygu...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder