25 Şubat 2020 Salı

Tekboynuzun İşareti / Roger Zelazny – Amber Yıllıkları #3

Tekboynuzun İşareti

Tekboynuzun İşareti’nden…

"Senden, Caine’e yazılmış, orada olmasını rica ediyor. Evet, anlıyorum. Hiç şüphesiz..."
"Hiç şüphesiz," diye bitirdim. “Hem benim el yazımı da andırıyor doğrusu... en azından ilk bakışta."
"Oraya ilk varan sen olsaydın acaba ne olurdu?"
"Muhtemelen hiçbir şey," dedim. “Sağ ve kötü durumda olurdum... öyle görülüyor ki beni bu halde istediler. İşin sırrı oraya doğru sırayla varmamızı sağlamaktı ve ben olanları kaçıracak kadar yavaş gitmemiştim."
Başıyla bana katıldı.
"Zamanlamanın inceliğine bakılırsa," dedi, “durumu yakından bilen, buradan, saraydan biri olmalı. Bir fikrin var mı?"
Gülümseyip bir sigara çıkardım. Yakıp, tekrar güldüm.
"Ben daha yeni döndüm. Sen başından beri buradaydın," dedim. “Bugünlerde benden en çok nefret eden kim?"
"Bu can sıkıcı bir soru, Corwin," dedi. “Herkesin bir kuyruk acısı var. Normal şartlar altında Julian’ı aday gösterirdi. Ama bu duruma pek uymuyor."
"Nedenmiş o?"
"Caine’le o çok iyi anlaşıyorlardı. Yıllardır. Birbirlerini beraber takılırlardı. Su sızmazdı aralarından. Julian soğuk, küçük hesaplar peşinde ve en az anımsadığın kadar iğrençti. Ama eğer sevdiği biri vardıysa, o Caine’di. Bunu, sırf seni kötü duruma düşürmek için bile olsa ona yapacağını sanmıyorum. Hem tek arzusu onu öldürmek olsa bunu yapmak için başka birçok yol seçebilirdi."
İçimi çektim.
"Sırada kim var?"
"Bilmiyorum. En ufak bir fikrim yok."
"Peki. Gelecek tepkileri nasıl yorumluyorsun?"
"Hapı yuttun, Corwin. Ağzınla kuş tutsan da herkes senin yaptığını düşünecektir."
Başımla cesedi işaret ettim. Random başını olumsuz anlam da salladı.
"Pekâlâ, suçu üzerine yıkmak üzere Gölge’den bulup getirdiğin salağın teki olabilir." .
"Biliyorum," dedim. “Ne ilginçtir ki, Amber’e dönüşümle, kendimi avantajlı bir konuma yerleştirmek için ideal bir zamanda varmış oldum."
"Mükemmel bir zamanda," diye doğruladı Random. “İstediğini elde etmen için Eric’i öldürmen bile gerekmedi. Şans yüzüne güldü."
"Evet. Yine de buraya ne yapmak için geldiğim bir sır değil ve özel silahlarla donanmış ve buraya yerleştirilmiş olan yabancı askerlerimin çok olumsuz duygular uyandırmaya başlaması an meselesi. Beni bundan koruyan, şu ana kadar harici tehdidin varlığı oldu. Üstüne üstlük, bir de gelişimden ön yaptığımdan kuşku duyulan şeyler var... Benedict’in izcilerini katletmek gibi. Bir bu eksikti..."
"Evet," dedi Random, “daha ağzını açtığın anda anladım. Sen ve Bleys yıllar önce Amber’e saldırdığınızda, Gerard donanmanın bir kısmını, sizin yolunuzu açacak şekilde kaydırmıştı. Halbuki Caine seninle savaşa tutuşup donanmanı batırdı. Şimdi o öldüğüne göre, sanıyorum tüm donanmanın başına Gerard’ı geçireceksin."
"Başka kimi geçirebilirim ki? Bu işe uygun tek adam o."
"Bununla birlikte..."
"Bununla birlikte. Tamam, kabul ediyorum. Eğer konumu mu güçlendirmek için birisini öldürecek olsaydım, mantıklı seçim Caine olurdu. Bu doğru, kahrolasıca gerçek."
"Bunun altından nasıl kalkacaksın?"
"Herkese olanları anlatıp ardında kimin olduğunu keşfetmeye çalışacağım. Daha iyi bir fikrin var mı?"...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder