17 Ekim 2018 Çarşamba

Siliniş / Tess Gerritsen

Siliniş

Siliniş

Siliniş'ten...

Jane önce tekerlekli sandalyeye, sonra onu itecek olan beyaz saçlı gönüllü kadına baktı. Zavallı ihtiyar kadın, diye düşündü, asıl ben seni itiyor olmalıydım. İsteksizce yataktan kalktı ve tekerlekli sandalyeye yerleşti. Bu arada kadın serum şişesini yerinden çıkarıp sandalyeye aktardı. Jane bu sabah Hilly Wayne Eollo'yla boğuşuyordu; şimdiyse Sheba kraliçesi gibi ortalıkta dolaştırılıyordu.

Ne utanç verici! Koridorda ilerlerken kadının ciğerlerinden gelen hırıltıyı duyuyor, nefesindeki leş gibi sigara kokusunu algılıyordu. Ya çöküp kalırsa? Ya ilk yardım müdahalesi gerekirse? O zaman sandalyeden kalkabilirim; yoksa bu da mı kurallara aykırı? Koridorda yanından geçtikleri herkesin bakışlarından kaçınmaya çalışarak sandalyeye biraz daha gömüldü. Bakmayın bana, diye düşündü. Bu zavallı ihtiyar kadını bu kadar yorduğum için kendimi suçlu hissediyorum zaten.

Gönüllü kadın, Jane'in sandalyesini asansöre itti ve başka bir hastanın yanma bıraktı: Kendi kendine mırıldanıp duran beyaz saçlı bir adam. Jane, adamın göğüs çevresine sarılmış Posey kayışlarının onu sandalyeye bağladığını gördü. Tanrım, diye düşündü, tekerlekli sandalye kurallarıyla ilgili gerçekten ciddilermiş. Kalkmayı denersen seni bağlıyorlar! Yaşlı adam ona öfkeyle baktı.

Neye bakıyorsun öyle sen, hanım? "Hiçbir şeye," dedi Jane. "O zaman bakmayı kes." "Peki."

Yaşlı adamın arkasında duran zenci hasta bakıcı güldü "Bay Bodine herkesle öyle konuşur, hanımefendi. Sizi rahat sız etmesine izin vermeyin."

Jane omuz silkti. "İşimde çok daha fazla tacizle karşılaşıyorum." Ah, bana doğrulttukları silahlardan ve sıktıkları mermilerden söz etmeme gerek var mı? Bay Bodine'la göz göze gelmemeye çalışarak bakışlarını karşıya dikti ve değişen kat numaralarını izledi.

Bu dünyada kendi işleriyle ilgilenmeyen çok fazla insan var, diye söylendi ihtiyar. "Bir sürü işgüzar. Sürekli bakıp dururlar."

Yeter ama Bay Bodine, dedi hasta bakıcı, "kimse sizi bakmıyor." "O bakıyordu."

Seni neden bağladıklarına şaşmamak gerek, yaşlı ördek diye düşündü Jane. Asansör kapısı zemin katta açıldı ve gönüllü kadın, Jane'i dışarı itti. Koridorda Tanısal Görüntüleme'ye doğru ilerlerken, yanlarından geçenlerin bakışlarını hissedebiliyordu Sağlıklı insanlar iki ayak üzerinde yürürken, tekerlekli sandalyede oturan bu zavallıya acıyarak ve merakla bakıyorlardı. Tekerlekli sandalyeye mahkûm olan herkes için durun böyle mi? diye düşündü. Her zaman acıyan bakışlara maruz kalıyorlar?

Arkasında tanıdık bir sesi duydu. "Sen neye bakıyorsun öyle, bayım?" Ah, lütfen, diye düşündü. Bay Bodine da Tanısal Görüntüleme 'ye gidiyor olmasın. Ama koridorda ilerlerken ve köşeyi dönerken yaşlı adamın homurtularını hâlâ duyabiliyordu. Gönüllü, Jane'i bekleme odasına bıraktı ve yaşlı adam yine yanındaydı. Sakın ona bakma, diye düşündü Jane. O tarafa bile bakma.

Ne, burada benimle konuşmak zorunda mı bırakıldın? diye sordu adam. O burada değilmiş gibi yap.

Ah, demek ben burada değilmişim gibi yapıyorsun.

Bir kapı açıldığında ve mavi üniformalı bir kadın teknisyen bekleme salonuna girdiğinde, Jane rahatlayarak başını kaldırdı. "Jane Rizzoli?" "Benim." "Dr. Tam birkaç dakika sonra burada olacak. Sizi şimdi odaya götürüyorum. "Ben ne olacağım?" diye sızlandı ihtiyar.

Sizin için henüz hazır değiliz, Bay Bodine, dedi kadın.

Jane'in tekerlekli sandalyesini kapıya doğru döndürdü. "Sabırlı olun."

Ama işemem gerekiyor, lanet olasıca!

Evet, biliyorum, biliyorum...

indir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder