22 Ekim 2018 Pazartesi

Kızıl Tepe / Jamie McGuire

Kızıl Tepe

Kızıl Tepe'den...

Öğle yemeğinde Dana çoktan ameliyata girip çıkmıştı bile. Christy, onu açıp yapabilecekleri hiçbir şey olmadığını anlayınca tekrar kapattıklarını söyledi. Şimdi de iyileşmeyeceğini söylemek için uyanmasını bekliyorlardı.
"Erkek arkadaşı hâlâ onunla," dedi Christy. "Annesiyle babası akrabalarını ziyarete gitmişler. Yetişe bileceklerinden emin değiller."
"Tanrım!" dedim, irkilerek. Böyle bir durumda, kızlarımın birinden bile uzakta olup onu hayattayken son bir kez göremeyeceğimden endişe ettiğimi hayal edemiyordum. Silkinip kendime geldim. Tıp alanında çalışıyorsanız hastalarınızın kişisel hayatı hakkında düşünme lüksünüz yoktur. Aksi takdirde gördükleriniz fazla yakın, fazla gerçek bir hal alırlar.
Christy, "Şu yeni gribi duydun mu? "dedi. "Bütün haberlerde ondan bahsediliyor."
Başımı hayır anlamında salladım. "Grip olduğunu sanmıyorum."
"Şu Avrupalı bilimciyle bir alakası olduğunu söylüyorlar. Aşırı bulaşıcıymış diyorlar."
"Söylüyorlar, diyorlar; onlar kim Tanrı aşkına? Bana panik çıkarmaya çalışan boşboğazlarmış gibi geldi."
Christy gülümseyip gözlerini devirdi."Onlar aynı zamanda salgının sınırlarımızı aştığını da söylediler.Kaliforniya'da bazı vakalar görülmüş."
"Gerçekten mi?"
"Öyle diyorlar," dedi. Çağrı cihazı öttü. "Kahretsin, işler yoğunlaşmaya başladı!" Bir düğmeye bastı, üst katı aradıktan sonra da gitti.
Bir saat içinde hastane ana baba günü olmuştu.Acil servise durmadan yeni hastalar geliyor, radyolojidekiler başlarını kaldıramıyordu.David acil servisten gelenlerle ilgilenebilmemiz için başka bir teknisyen çağırdı, geri kalan herkes yatan ve ayakta tedavi gören hastalarla ilgileniyordu.
Sebebi her neyse bütün kasaba çıldırmış gibiydi. Araba kazaları, dövüşler ve bulaşıcı bir virüs aynı anda peyda olmuştu. Acil servise altıncı defa giderken radyoloji bekleme odasının önünden geçtim ve duvardaki televizyon ekranının önüne üşüşmüş bir grup insan olduğunu gördüm.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder