11 Ağustos 2018 Cumartesi

Bulut Atlası / David Mitchell

Bulut Atlası

Bulut Atlası'ndan...

Hint köyünün ötesinde, ıssız bir sahilde taze ayak izlerine rastladım. Çürümüş yosunların, denizcevizlerinin ve bambuların arasındaki izler beni sahiplerine, pantolonunun paçalarıyla Gemici ceketinin kollarını kıvırmış, düzgünce biçimlendirilmiş bir Sakalı ve kocaman bir şapkası olan, bir çay kaşığıyla cüruflu kumları küreyip büyük bir dikkatle inceleyen bir Beyaz adama götürdü; adam bu işe o kadar dalmıştı ki üç metre yakınına gelip de selam verinceye kadar beni fark etmedi.
İşte, Londra asilzadelerinin cerrahı Dr. Henry Goose'la tanışmam böyle oldu. Tabiiyeti beni hiç şaşırtmadı. Bir İngiliz'in kurcalamasından kurtulacak kadar yüksekte bir kartal yuvası ya da çok uzakta bir ada varsa bile, bu benim gördüğüm hiçbir haritada yer almıyor.
Doktor o kasvetli sahilde bir şey mi kaybetmişti? Ona yardımlarımı sunabilir miydim? Dr. Goose başını sağa sola salladı, düğümlediği mendilini çözdü ve içindekileri bariz bir gururla sergiledi. "Dişler, bayım, arayışımın nedeni bu mine kaplı kutsal kâseler. Eskiden bu Arkadya sahili yamyamların ziyafet salonuydu, evet, burada güçlüler zayıfları domuz gibi yerdi. Siz ya da ben kiraz çekirdeklerini nasıl tükürürsek, onlar da dişleri öyle tükürürdü. Ama, bayım, bu azı dişleri altına dönüştürülebilir. Nasıl mı? Soylular için takma diş imal eden Picadillyli bir zanaatkâr, insan dişleri için iyi para ödüyor. Bunların yüz gramı ne kadar eder, biliyor musunuz, bayım?"
Bilmediğimi itiraf ettim.
"Sizi ben de aydınlatamam, bayım, çünkü bu bir meslek sırrıdır!" Parmağıyla burnuna pat pat vurdu. "Bay Ewing, Mayfair Markizi Grace'le tanıştınız mı? Hayır mı? Böylesi sizin için daha iyi, zira kendisi kabarık etekler içinde bir cesettir. O cadaloz, adıma leke sürüp Cemiyetten dışlanmama neden olan suçlamalarda bulunduğundan bu yana beş yıl geçti." Dr. Goose gözlerini denize dikti. "Seyahatlerim işte o karanlık anda başladı."
Doktorun vaziyetine duyduğum üzüntüyü dile getirdim.
"Teşekkür ederim, bayım, ama bu dişler" —mendilini şöyle bir salladı— "benim kurtarıcı meleklerim. Müsaade buyurursanız izah edeyim. Markiz, az önce sözünü ettiğim doktor tarafından imal edilen takma dişler kullanmaktadır. O kokular sürünmüş Dişi Eşek, önümüzdeki Noel yortusunda Büyükelçiler Balosu'nda konuşma yaparken ben, Henry Goose, evet ben, ayağa kalkacak ve gerçeği herkese ilan edeceğim: yani, ev sahibemizin yemeklerini çiğnemek için yamyam dişleri kullandığını! Büyük ihtimalle, Sir Hubert söylediklerime karşı çıkacak, 'Delil gösterin ya da verdiğiniz zararı tazmin edin!' diye kükreyecektir o hödük.
Ben de o zaman, 'Delil mi, Sir Hubert? Annenizin dişlerini Güney Pasifik'in tükürük hokkasından bizzat topladım! İşte bakın, birkaç arkadaşı da yanımda!' diyecek ve işte bu gördüğünüz dişleri markizin bağa çorba kâsesine fırlatacağım; bu da bayım, benim tazminatım olacak! O çokbilmişler, buz kalpli Markiz'i gazetelerinde yerden yere vuracak; Markiz önümüzdeki mevsim Fakirler Balosu'na bile davet edilirse kendisini şanslı sayacak!" Henry Goose'a aceleyle iyi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder