20 Şubat 2020 Perşembe

Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret / Aldous Huxley

Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret

Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret’ten…

Dediğim gibi, Cesur Yeni Dünya’ya giden en kısa ve en geniş yol, nüfus aşırılığı ve insan sayısının hızlı artışı arasından geçiyor –bugün iki milyar sekiz yüz milyon, yüzyılın sonunda beş buçuk milyar olacak, insanlığın çoğu anarşiyle totaliter denetim arasında bir seçim yapma zorunluluğuyla karşı karşıya kalacak. Ama eldeki kaynaklar üzerinde rakamların artan baskısı, bizi totaliterizme doğru iten tek güç değil.
Özgürlüğün bu kör biyolojik düşmanı, tam da o kadar övündüğümüz teknolojik ilerlemelerin ürettiği son derece kuvvetli güçlerle ittifak içindedir. Haklı olarak övündüğümüz eklenebilir; çünkü bu ilerlemeler, dehanın ve ısrarlı sıkı çalışmanın, mantığın, hayal gücünün ve riyazetin meyveleridir –tek sözcükle, kişinin hayranlıktan başka bir his duyamayacağı, ahlaksal ve zihinsel erdemlerin meyveleri. Ama eşyanın tabiatı öyledir ki, bu dünyada kimse hiçbir şeyi bedelini ödemeden alamaz.
Bu şaşırtıcı ve hayranlık verici ilerlemelerin de bedelinin ödenmesi gerekiyor. Aslında, geçen yılın çamaşır makinesi gibi, hâlâ bu bedeli ödüyoruz –ve her bir taksit bir öncekinden daha yüksek. Birçok tarihçi, birçok sosyolog ve psikolog Batılı insanın teknolojik ilerleme için ödemesi gereken ve ödemeye devam edeceği bedel hakkında uzun uzadıya ve derin kaygıyla yazdı. Örneğin, politik ve ekonomik iktidarın gitgide merkezileşip yoğunlaştığı toplumlarda demokrasinin gelişmesinin çok zor beklenebileceğine değiniyorlar.
Ama teknolojinin ilerlemesi, tam da iktidarın böyle bir merkezileşmesi ve yoğunlaşmasına götüregeldi ve hâlâ götürmektedir. Toplu üretim daha verimli hale getirildikçe, gitgide daha karmaşık ve pahalı olmaya yönelmektedir –dolayısıyla da kısıtlı araçları olan girişimci için daha erişilmez olmaya. Ayrıca, toplu üretim, toplu dağıtım olmadan işleyemez, ancak en büyük üreticilerin tatmin edici biçimde çözebileceği sorunlar doğurur. Toplu üretim ve toplu dağıtımın dünyasında Küçük Adam, eldeki yetersiz sermaye stokuyla, büyük bir dezavantaja sahiptir.
Büyük Adam’la rekabet içinde parasını ve sonunda da bağımsız üretici olarak varlığını kaybeder. Büyük Adam onu yutar. Küçük Adamlar ortadan kalktıkça, gitgide daha çok ekonomik güç, gitgide daha az insan tarafından kullanılır olur.
Bir diktatörlükte, ilerleyen teknoloji ve bunun sonucunda Küçük İş’in yok olmasıyla olanaklı kılınan Büyük İş, Devlet tarafından kontrol edilir –yani küçük bir grup parti yöneticisi ve asker, polis ve onların emirlerini yerine getiren memurlar tarafından. Amerika Birleşik Devletleri gibi kapitalist bir demokraside ise, Profesör C. Wright Mills’in “İktidar Seçkinleri” dediği öbek tarafından kontrol edilir. Bu “İktidar Seçkinleri”  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder