19 Şubat 2020 Çarşamba

Bir Masum Menekşe / Kathryn Kramer

Bir Masum Menekşe

Bir Masum Menekşe’den…

Kralına ne olacağını öğrenmek zorundaydı. Adamların olabildiğince yakınına sokularak nasıl bir komplo kurulduğunu öğrenip sonra da Richard’ı uyarmayı umdu.
“Bir krala benzemek mi? Sanırım,” dedi karanlıktaki adam ve güldü. “Gloucesterlı Richard’m tahta çıkacağı kimin aklına gelirdi ki? Edvvard'ın iki oğlu Edward ile Richard’dan bahsetmeden bile, taht sırasındaki ağabeyi, Clarence Dükü George varken Richard’ın tacı taktığını göreceğini düşünen çok az kişi vardı.”
“Yine de taktı, dostum. George vatan haini ilan edildikten sonra bir fıçı şarap içinde boğuldu, oğlu ise tahttan sonsuza dek men edildi. Sonra da Edward’ın ölümü ve iki prensin de, babalarının Elizabeth’le evlenmeden önce başka bir kadına sadakat yemini etme aptallığının evliliğini geçersiz kılmış olması yüzünden gayrimeşru ilan edilmeleri. Burada ölü bir ağabey, orada bir piç ve taç avcuna düşüverdi işte. Öyleyse neden benimkine de düşmesin ki? Hem bunun en güzel yanı, Richard’m benim yoluma çıkabilecek herkesi ortadan kaldırarak bana yardım etmiş olması.” “Kendisi hariç herkesi ortadan kaldırdı.” Sesi iğneleyiciydi. “Bunu da senin yardımınla halledeceğim. Birlikte, Richard her şeyi yapabilecek, hatta ağabeyinin oğullarını öldürtebilecek kadar aşağılık bir canavar gibi görünene kadar bu topraklara huzursuzluk tohumlan ekeceğiz.”
Böyle büyük bir haksızlık karşısında Madrigal’ın neredeyse soluğu kesildi. Richard nazik bir adamdı, o asla ağabeyine zarar vermezdi. Yeğenlerini piç ilan etmesi İngiltere’nin iyiliği içindi. Geçmişte o kadar çok kan dökülmüş, taç uğruna o kadar çok savaş yapılmıştı ki. Edvvard’ın evliliğinin geçersiz olduğu bir kez söylendikten sonra Lancasterlılarla Yorklular arasında yine savaş olacaktı. Richard, kan dökülmesini engellemek ve tacın Edward’ın her fır-şatta Richard’m hakkından gelmeye çalışan kraliçesinin ailesi olan Woodvillelerin eline düşmesini önlemek için tahtı ele geçirmişti. Prensler ise güvenli bir şekilde Londra Kulesi’ne yerleştirilmişlerdi ama bu onların kendi güvenliği içindi. Richard kendi yeğenlerini asla öldürmezdi. Bu iki adam dünyadaki herhangi birinin böyle bir şeye inanabileceğini nasıl düşünebilirlerdi ki?
Diğer adam Madrigal’ın düşüncelerinin sesi oldu. “Hiç kimse Richard’m kendi yeğenlerini öldüreceğine inanmaz. Neden öldürsün ki? Onları zaten gayrimeşru ilan etti bile. Ölümleri ona kazançtan çok kayıp getirir. Hatta her hapşırdıklarında hasta olabileceklerinden ya da ateşlenebileceklerinden korktuğunu söyleyecek kadar ileri bile gidebilirim.”
Dükün sesi daha da alçalıp bir fısıltıya dönüştü, Madrigal da onu duyabilmek için daha yakma gitmeye cesaret etmek zorunda kaldı.
“Peki ya prensler kuleden kaybolurlarsa, o zaman ne olur? Richard’m gözetimindeler. Eğer onlann öldüğü söylentisi çıkarsa suçlu bulunur.” 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder