17 Aralık 2017 Pazar

11.Yazıt / Wilbur Smith

11.Yazıt'tan...

Samana ve Tansid getirdikleri bambu dalından özenle uzun kıymıklar topladılar. Onları insan saçından ince ama en iyi bronzdan bile keskin ve sağlam bir hale getirene kadar cilaladılar.
Tapınağın huzurlu havasına bir gerilim ve beklenti hâkim olmuştu. Kahkahalar ve apsara'ların şen ruhlan yatışmıştı. Tansid ne zaman Taita'ya baksa, gözlerinde huşu ile karışık acımaya benzer bir ifade oluyordu. Samana ise bekleme günlerinin çoğunu onunla birlikte, onu önlerindeki çetin sınava hazırlayarak geçirmekteydi. Pek çok konuyu tartıştılar ve Samana hep Kashyap'ın sesime bilgeliği ile konuştu.
Bir ara Taita, kendisini uzun süre meşgul eden bir konuyu açtı: "Senin de bir Uzun Yaşayan olduğunun farkındayım Samana." "Tıpkı senin gibi Taita."
"Peki, nasıl oluyor da birkaçımız insanlığın geri kalanına göre çok daha uzun yaşıyoruz. Bu tabiata aykırı. "Beni ve Başrahip Kashyap gibileri düşünürsen, belki yaşam şeklimize, yediklerimize, içtiklerimize, düşüncelerimize ve inançlarımıza bağlıdır bu. Ya da belki bir amacımız, devam etmek için bizleri yöneten bir hedefimiz, bir nedenimiz olduğu içindir." "Ya ben? Seninle ve başrahiple kıyaslandığımda delikanlı sayılsam bile, çoğu insandan uzun yaşamış durumdayım," dedi Taita. Samana gülümsedi. "Sen de iyicil bir akla sahipsin. Bu zamana kadar aklın bedeninin güçsüzlüğüne galip gelmiş, ama sonunda hepimiz ölmek zorundayız, tıpkı Kashyap gibi."
"İlk soruma cevap verdin, ama bir tane daha var. Beni kim seçmiş?" diye sordu Taita, ama sorusunun cevapsız kalmaya mahkûm olduğunu biliyordu.
Samana tatlı, esrarengiz bir tebessümle ona baktı ve uzanıp bir parmağını Taita'nın dudaklarına değdirdi. "Seçildin," diye fısıldadı. "Bu kadarıyla yetin." Taita, onun bilgisinin sınırlarına geldiğini biliyordu: Samana ancak buraya kadar gidebilirdi.
Günün geri kalanında ve gecenin yansı boyunca, o zamana kadar aralarında yaşananlar üzerine birlikte düşünmeye başladılar. Sonra Samana, Taita'yi kendi yatak odasına götürdü ve şafak sökene dek, bir annenin çocuğuna sarılıp uyuması gibi birbirlerine sarılarak uyudular. Kalkıp birlikte yıkandılar ve sonra Samana, Taita'yı bahçelerin bir köşesinde gizlenmiş antik bir taş binaya götür dü, Taita bu kısmı daha önce görmemişti. Tansid onlardan önce gelmişti. Yapının merkezindeki büyük odada, tam ortada duran mermer masanın başında bir şeylerle uğraşıyordu. Taita ile Samana içeri girince başını kaldırıp onlara baktı. "Son iğneleri hazırlıyordum," diye açıklama yaptı, "Ama baş başa kalmak isterseniz çıkabilirim."
Samana, "Kal sevgili Tansid," dedi. "Senin varlığın bizi rahatsız etmez." Sonra Taita'nın elinden tutup odada gezdirdi. "Bu bina başlangıç dönemlerindeki ilk başrahipler tarafından tasarlanmıştı. İşlerini yapabilmek için bol ışığa ihtiyaçları vardı." Duvarların üst kısımlarındaki büyük, açık pencereleri gösterdi. "Bu mermer masada en az elli kuşak boyunca başrahipler İç Göz'ü açma eylemini gerçekleştirdi. Hepsi birer âlimdi, yani bizim tanımımıza göre başka



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder