4 Mart 2022 Cuma

Hayvan Öyküleri / Franz Kafka

 

Hayvan ÖyküleriHayvan Öyküleri

Hayvan Öyküleri’nden…

Tek kötü olan, kimi zaman uykudan korkuyla uyandığımda yiyeceklerin alanlara dağıtımını tamamen yanlış, büyük dertlere yol açabilecek, uykusuzluk ve yorgunluk dinlemeden bir an önce düzeltilmesi gereken bir hata gibi görmem. O anda koşuyor, hatta kanatlanıp uçuyor, düşünerek çalışmaya zaman bulamıyorum; yeni bir tasarıyı yaşama geçirmek için rastgele tutuyor, sürükleyerek taşıyor, yorgunluktan inliyor, tökezliyorum.

Son derece tehlikeli görünen böylesi durumlarda, her nasıl olursa olsun bir değişikliğe razı oluyorum. Ancak yavaşça uyandığımda serinkanlılığa yeniden kavuşuyorum, o anda gereksiz telaşıma şaşıp kalıyorum. Yuvamın kendi kendime bozduğum huzurunu yeniden içime çekiyorum, yattığım yere dönüyorum, yeni yorgunluğumla hemen uyuyakalıyorum; uyandığımda artık bir düş gibi gelen gece çalışmasının tartışmasız kanıtları olarak, küçük bir farenin hâlâ ağzımda durduğunu fark ediyorum. Yine kimi zamanlar, tüm yiyeceklerin bir araya toplanması bana en doğru yöntem olarak gözüküyor. Küçük alanlara dağıttığım yiyeceklerin işe yaramayacağını düşünüyorum. Üstelik buralara ne kadar yiyecek depolanabilir? Depolanan miktar ne kadar olursa olsun yolu tıkar, kendimi savunmam gereken bir gün gelir, koşmam gerektiğinde bu yiyecekler ayağıma takılırlar.

Birçok akılsızca işe karşın doğruluğundan kuşkum yok ki, yiyeceklerin tümünü bir araya toplayıp görmediğinizde, özgüveniniz hemen sarsılıveriyor. Zaten yiyecekleri bölüp dağıtmada başkaca sorunlar da yok mu? Her an dehlizlerde koşarak yiyeceklerimin yerlerinde durduğunu denetleyemem. Yiyeceklerin bölünmesi konusundaki temel düşünceye yanlış denemez ama kale alanım gibi birden çok alan varsa. Birden çok kale alanı.

Evet, gerekli! Fakat buna kimin gücü yeter? Bu alanları yuvamın içine, hem de yuvanın inşası tamamen bittikten sonra yerleştirmek mümkün mü? Saklamak gereksiz, yuva inşaatımın temel yanlışı bu, bir şeyden elde bir tane varsa, orada zaten büyük bir yanlışlık oluşmuş demektir. Yuvamın inşası sırasında birden çok kale alanı yapmak bilincimde belirsiz de olsa, itiraf etmeliyim ki aslında epeyce açık seçik biçimde yaşadığını söyleyebilirim; fakat bunu bilerek yapmadım, bu devasa tasarı için kendimi yeterince güçlü bulmadım, giderek bu işi kafamda tasarlama gücünü bile bulamadım; genel olarak yetersiz bulunabilecek bir şeyin benim için bir lütuf sayılabileceğini, balyoz görevi gören alnımın korunmasının benim için ileride daha olumlu sonuçlar doğurabileceğini kendi kendime söyleyerek avundum.

Sonuç olarak tek bir kale alanım var ama tek kale alanının yetersiz kalacağına dair hislerimi sildim artık. Ne olursa olsun, bu tek kale alanıyla yetinmeliyim. Küçük alanlar kale alanının yerini tutamaz ki! Bu görüşü yeterince olgunlaştırdıktan sonra, küçük alanlardaki yiyeceklerin tümünü kale alanına geri taşıyorum. Bütün alanlar ve dehlizleri serbest olarak tutmak, yiyeceklerin kale alanında istiflendiğini görmek, her biri tek başına beni büyüleyen ve çok uzaklardan bile ayırt edilebilen koku karışımının en uzaktaki dehlizlere dek yayıldığını hissetmek beni bir süre mutlu ediyor. Bu günler huzurla dolu olarak geçiyor, yattığım yerleri dış bölgelerden merkeze doğru kaydırıyorum, her an kokulara daha çok yaklaşıyorum; dayanma gücümün kalmadığı anlarda, bir gece kale alanına dalıyorum, yiyeceklere saldırıyorum, en sevdiğim çeşitlerle esriyene dek kendime bir ziyafet çekiyorum. Mutlu ama tehlikeli anlar bunlar, bu fırsatı kullanacak biri hiçbir kendisi tehlikeye bile girmeden beni haklayıverir.

Bu durumda ikinci, hatta üçüncü kale alanının yokluğu büyük bir tehlike olarak belli ediyor kendini, bu büyük ve sessiz yiyecek kümesi beni baştan çıkarıyor. Bu nedenle değişik yöntemlerle savunma oluşturmaya çalışıyorum; yiyeceklerin küçük alanlara dağıtılması da bu savunma yöntemlerinden biri işte, bu yöntem de, çaresiz, diğer yöntemler gibi yiyeceklere karşı açgözlülüğümü arttırıyor, açgözlülüğün sonu da mantığın susması ve savunma tasarılarımda bencil isteklerimin egemenliğini göstermesi.

LİNK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder